ez-ZEVÂCİR an İKTİRÂFİ’l-KEBÂİR - TDV İslâm Ansiklopedisi

ez-ZEVÂCİR an İKTİRÂFİ’l-KEBÂİR

الزواجر عن اقتراف الكبائر
Müellif:
ez-ZEVÂCİR an İKTİRÂFİ’l-KEBÂİR
Müellif: BEKİR TOPALOĞLU
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2013
Erişim Tarihi: 24.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ez-zevacir-an-iktirafil-kebair
BEKİR TOPALOĞLU, "ez-ZEVÂCİR an İKTİRÂFİ’l-KEBÂİR", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ez-zevacir-an-iktirafil-kebair (24.04.2024).
Kopyalama metni

İbn Hacer eserinin başında 953 (1546) yılında büyük günahlara dair tatminkâr bir eser yazmayı düşündüğünü, fakat o dönemde bulunduğu Mekke’de yeterli kaynaklara ulaşamadığını, Zehebî’ye ait bir kitap eline geçmişse de bunu, muhtevası ve yapılan nakillerin kaynaklarının gösterilmemesi açısından yeterli görmediğini kaydeder. Bununla birlikte insanların umursamadan günaha daldıklarını görerek eserini kaleme almaya başladığını belirtir ve planını da burada verir. ez-Zevâcir’in içeriğini bir mukaddime, iki bölüm ve bir hâtime çerçevesinde incelemek mümkündür. Oldukça uzun tutulan mukaddimede kebîrenin tarifine, bir günahı hangi vasıfların kebîre sınıfına soktuğuna, kebîrenin sayısı ve kebîreden kaçınmanın yollarına dair birçok görüş zikredilmiştir. Eserin birinci bölümü zihin ve gönül yoluyla işlenen, inanca ve güzel ahlâka zarar veren gizli (bâtınî) kebîreler hakkındadır. Altmış altı kebîreden oluşan bu bölüm “şirk-i ekber” (Allah’a zâtında ve sıfatlarında ortak koşma) ve “şirk-i asgar”la (riyâ) başlamakta; gazap, kin, haset, kibir, hıyanet ve nifak gibi günahların anlatımıyla devam etmekte, kendisinden korkulan bir insan olma, altın ve gümüş paraları kırıp bozma, sahte para basıp tedavüle sürme gibi günahlarla sona ermektedir. Kitabın asıl kısmının beşte dördünü meydana getiren ikinci bölüm fiil halindeki açık (zâhirî) kebîrelere tahsis edilmiştir “Kitâbü’t-Tahâre” ile başlayan bu bölüm salât, zekât, sıyâm, i‘tikâf, hac, udhiyye, sayd ve zebâih, akīka, et‘ime, bey‘, nikâh, iddet, nafakāt, cinâyât, ridde, hudûd, cihad, eymân, şehâdât, deâvî ve ıtk olmak üzere yirmi ikinci kitapta sona ermektedir. Eserin yine uzun sayılan hâtimesinde tövbenin fazileti, kıyamet gününde yeniden dirilme, hesaba çekilme ve sırattan geçiş, cehennem ve cehennem azabı, cennet ve nimetleri gibi konular işlenmektedir.

ez-Zevâcir günahlarla ilgili hadis rivayetlerini, sahâbî, tâbiîn ve ardından gelen âlim, zâhid, sûfî ve hakîm gibi şahsiyetlerin görüşlerinin birçoğunu içermesi bakımından zengin bir muhtevaya sahiptir. Ancak müellif, naklettiği hadislerin kaynaklarına ve zaman zaman sıhhatlerine işaret etmekle birlikte zayıf rivayetlere de yer vermiş, hadis dışında kalan nakilleri değerlendirmeden kaydetmiştir. Eserde yer alan konulara sistematik yaklaşım çok zayıftır. Müellif, 500’e yaklaşan günah çeşitlerini sıralarken -küfür ve şirk hariç- mükellefi âdeta dinî değerleri aşağılayan bir kişi olarak kabul etmektedir. Ayrıca büyük günahların beşte dördü zihnin ve kalbin değil fiilin ürünü olan günahlardır. Fiiller içten ve dıştan gelen birçok dürtünün etkisiyle meydana gelmekte ve bunlar için verilecek hükümlerde etkenlerin de hesaba katılması gerekmektedir. Öyle anlaşılıyor ki İbn Hacer, eserinde ilmî bir hedef belirlemekten ziyade müslümanları günahlardan sakındırmayı esas alan, uyarı ve eğitime yönelik bir amaç benimsemiştir. Nitekim kitabın giriş kısmında da buna işaret etmektedir.

Çeşitli kütüphanelerde yazma nüshaları bulunan eserin (Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 730; Nuruosmaniye Ktp., nr. 2414; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 332; TSMK, Revan Köşkü, nr. 374) birçok baskısı yapılmıştır (I-II, Bulak 1284; Kahire 1292, 1310, 1322, 1325, 1331, 1356, 1370, 1390, 1980; nşr. Ahmed Abdüssâfî, Beyrut 1977, 1407/1987, 1408/1988; el-İʿlâm bi-ḳavâʿidi’l-İslâm ve Keffü’r-reʿâʿ ʿan muḥarremâti’l-lehv ve’s-semâʿ ile birlikte, Kahire 1328; Taṭhîrü’l-cenân ile birlikte, Kahire 1370/1951; nşr. M. Mahmûd Abdülazîz v.dğr., el-İʿlâm bi-ḳavâṭıʿi’l-İslâm’la birlikte, Kahire 1414/1994). Abdullah b. Muhammed el-Beytûşî ez-Zevâcir’i Ḥadîḳatü’s-serâʾir fî naẓmi’l-kebâʾir adıyla 720 beyitte nazma çekmiş, bunu da Ṭarîḳatü’l-beṣâʾir ilâ Ḥadîḳati’s-serâʾir adıyla şerhetmiştir. Muhammed b. Ali el-Beyrûtî’nin Kenzü’n-nâẓır, Abdullah b. Ahmed el-Mevsılî’nin Zevâhirü’z-Zevâcir ve Muhammed Osman el-Huşt’un Kebâʾirü’ẕ-ẕünûb (Kahire 1985) adıyla ihtisar ettiği eser Ahmed Serdaroğlu ve Lütfi Şentürk tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir (İslâm’da Helâller ve Haramlar: Büyük Günahlar, İstanbul 1981, 1986, 1990). Süleyman Fâzıl Efendi Münteḫab min Kitâbi’z-Zevâcir ʿan iḳtirâfi’l-kebâʾir adıyla bir risâle yazmıştır (Süleymaniye Ktp., Amcazâde Hüseyin Paşa, nr. 1523/2, vr. 23-28).


BİBLİYOGRAFYA

İbn Hacer el-Heytemî, ez-Zevâcir ʿan iḳtirâfi’l-kebâʾir, Kahire 1390/1970.

, II, 956.

, II, 509; , II, 527.

, I, 614.

Cengiz Kallek, “İbn Hacer el-Heytemî”, , XIX, 532.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2013 yılında İstanbul’da basılan 44. cildinde, 301-302 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER