KISAS-ı ENBİYÂ - TDV İslâm Ansiklopedisi

KISAS-ı ENBİYÂ

قصص الأنبياء
KISAS-ı ENBİYÂ
Müellif: M. SÜREYYA ŞAHİN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2022
Erişim Tarihi: 19.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/kisas-i-enbiya
M. SÜREYYA ŞAHİN, "KISAS-ı ENBİYÂ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/kisas-i-enbiya (19.04.2024).
Kopyalama metni

Arapça kıssa ve nebî kelimelerinin çoğul şekillerinden oluşan kısas-ı enbiyâ (kasasü’l-enbiyâ) “peygamberlerin kıssaları, tarihleri” demektir. Bu anlamda ahbâr-ı enbiyâ tabiri de kullanılır.

Kur’ân-ı Kerîm’de -üçü ihtilâflı olmak üzere- yirmi sekiz peygamberin adı geçmekte, isimleri ve kıssaları bildirilmeyen daha birçok peygamberin bulunduğu da belirtilmektedir (en-Nisâ 4/164; el-Mü’min 40/78). İsmen zikredilen peygamberlerin bir kısmının hayat hikâyeleri ve tebliğ faaliyetleri daha çok ders ve ibret verici yönleriyle ayrıntılı biçimde, bir kısmının kıssaları ise özet olarak nakledilmektedir. Kur’an’da Âdem, İbrâhim, Yûsuf, Mûsâ ve Îsâ gibi peygamberlerin kıssaları oldukça tafsilâtlı olarak verilmektedir. Bunun yanında muhtelif peygamberlerin, çeşitli şahısların ve kavimlerin kıssaları, ayrıca Kur’an’ın geldiği dönemde vuku bulan bazı olaylar da Kur’an’da yer almaktadır.

Kıssaları Kur’an’da anlatılan peygamberlerin ve diğer bazı kişilerin, ayrıca kavim ve olayların büyük bir kısmı Tevrat ve İncil’de de nakledilmektedir. Dolayısıyla kıssaların birçoğu İslâm’ın geldiği dönemde yahudi ve hıristiyanlarca bilinip anlatılmakta, özellikle yahudilerle bir arada yaşayan Araplar’ca da bilinmekteydi. Bu sebeple Kur’an vahyi devam ederken bundan son derece rahatsız olan Mekke müşrikleri Kur’an’ın naklettiği ve Peygamber’in tebliğ ettiği kıssalara “esâtîrü’l-evvelîn” (geçmiş kavimlerin masalları) diyorlardı (el-Furkān 25/5; el-Kalem 68/15).

Kur’an bir tarih kitabı olmadığı için olayları ibret ve örnek olması açısından nakletmektedir. Tarih boyunca Kur’an’ın iyi anlaşılması ve peygamberlerin örnek hayatlarının öğrenilmesi için peygamber kıssaları üzerinde önemle durulmuştur. Kur’an’da kısaca yer alan kıssalar daha sonra Kur’an dışı kaynaklarla genişletilmiş, bu noktada İsrâiliyat denilen yahudi ve hıristiyan kutsal metinleriyle yahudi dinî literatüründen istifade edilmiş, önceleri tefsirlerde yer alan bu açıklamalar özel bir tür olan kısas-ı enbiyâ eserlerini meydana getirmiştir. Ehl-i kitaba ait bu bilgilerin İslâmî muhitlere girmesi sahâbe asrından itibaren başlamakla birlikte asıl tâbiîn ve sonraki dönemlerde yaygınlık kazanmıştır. Tâbiîn âlimlerinden Vehb b. Münebbih ile Kâ‘b el-Ahbâr’ın rivayetleri tefsir ve tarih kaynaklarında yer aldığı gibi hadis kitaplarında da nakledilmektedir (, XXIII, 196).

Kâtib Çelebi, kısas-ı enbiyâ konusunda ilk eser veren müellifin Vehb b. Münebbih (ö. 110/728) olduğunu belirtmektedir. Ehl-i kitaba dair pek çok rivayetin onun kanalıyla İslâmî literatüre girdiği bilinmektedir. Kâtib Çelebi ayrıca Ali b. Hamza el-Kisâî, Sehl b. Abdullah et-Tüsterî, Muhammed b. Abdülmelik el-Müsebbihî’nin Arapça; Muhammed b. Hasan ed-Dandurmî ve İbrâhim b. Halef en-Nîsâbûrî’nin Farsça kısas-ı enbiyâlarından bahsetmektedir (, II, 1328).

Kısas-ı enbiyâ türündeki eserlerin en meşhurları Sa‘lebî’nin ʿArâʾisü’l-mecâlis’i ile (, III, 265-266) Kisâî’nin Ḳıṣaṣü’l-enbiyaʾ adlı kitabıdır (, V, 177-178). Daha sonra yazılan eserlerin birçoğu ya bunların tercümesi veya kısaltılmış şeklidir. Ebû Rifâa Ammârre el-Fârisî’nin Bedʾü’l-ḫalḳ ve Ḳaṣaṣü’l-enbiyâʾ, Ali b. Hamza el-Kisâî’nin el-Mübtedeʾ fî Ḳaṣaṣi’l-enbiyâʾ, Muhammed b. Abdullah el-Kisâî’nin Ḳaṣaṣü’l-enbiyâʾ, Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed el-Kinânî et-Tarafî’nin Ḳıṣaṣ-ı Enbiyâʾ, İbn Kesîr’in Ḳaṣaṣü’l-enbiyâʾ, M. Ahmed Câdelmevlâ ve arkadaşlarının Ḳaṣaṣü’l-Ḳurʾân, Ni‘metullah el-Cezâirî’nin Ḳaṣaṣü’l-enbiyâʾ, Abdülvehhâb en-Neccâr’ın Ḳaṣaṣü’l-enbiyâʾ adlı eserleri bu türün başlıca örneklerindendir. Öte yandan Kur’an’daki kıssaların sadece birini veya birkaçını konu edinen yahut peygamberler tarihini anlatan, adı farklı olan eserler de vardır (Şengül, s. 34-35).

Türkçe yazılmış birçok kısas-ı enbiyâ mevcuttur. Çoğu Sa‘lebî ve Kisâî’ye dayanan bu kitaplar arasında en eskisi Rabgūzî’nin eseridir. Cevdet Paşa’nın Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ’sı ayrıca zikre değer bir kitaptır. Bu türün son zamanlarda yazılan bazı örnekleri de şunlardır: Şakir Berki, Kur’an’da Peygamberler Tarihi (Ankara 1958); Mustafa Âsım Köksal, Peygamberler Tarihi (Ankara 1990); Ahmet Lutfi Kazancı, Peygamberler Tarihi (İstanbul 1997); Abdullah Aydemir, İslâmî Kaynaklara Göre Peygamberler (Ankara 1992); M. Dikmen – B. Ateş, Peygamberler Tarihi (İstanbul 1977).


BİBLİYOGRAFYA

, II, 1328.

, I, 591-592.

Günay Tümer, “Kastamonu İl Halk Kütüphanesindeki Türkçe Kasasu’l-Enbiya”, Birinci Millî Türkoloji Kongresi: 6-9 Şubat 1978, İstanbul 1980, s. 43-49.

a.mlf., “Arâisü’l-mecâlis”, , III, 265-266.

İdris Şengül, Kur’ân Kıssaları Üzerine, İzmir 1994, s. 30-39.

İsmet Cemiloğlu, “Kısas-ı Enbiya ve Türkiye Kütüphanelerindeki Kısas-ı Enbiya Nüshaları”, , XXVI/2 (1989), s. 235-242.

T. Nagel, “Ḳıṣāṣ al-Anbiyāʾ”, , V, 177-178.

İsmail Kara, “Kısas-ı Enbiya”, , V, 333-335.

İbrahim Hatiboğlu, “İsrâiliyat”, , XXIII, 195-199.

Abdülhamit Birışık, “İsrâiliyat”, a.e., XXIII, 199-202.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2022 yılında Ankara’da basılan 25. cildinde, 494-495 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER